Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | move in with (someone or something) v. | (birinin/bir grubun/bir şirketin) yanına taşınmak | ||
I bet if I moved in with you, you'd become president. Eminim senin yanına taşınsaydım başkan olurdun. More Sentences |
||||
Phrasals | move in with (someone or something) v. | (biriyle/bir grupla/bir şirketle) aynı yere taşınmak | ||
Phrasals | move in with (someone or something) v. | (biriyle/bir grupla/bir şirketle) aynı yerde yaşamaya/çalışmaya başlamak |